Uyaran eksikliği, özellikle 0–3 yaş arasındaki çocuklarda sık karşılaşılan ve çoğu zaman otizm ile karıştırılabilen bir gelişim problemidir.


Uyaran eksikliği, özellikle 0–3 yaş arasındaki çocuklarda sık karşılaşılan ve çoğu zaman otizm ile karıştırılabilen bir gelişim problemidir. Çocukların çevre ile kurduğu etkileşimin yetersiz olması sonucunda ortaya çıkar ve iletişim becerilerinden sosyal davranışlara kadar pek çok alanı etkileyebilir. Otizm ile benzer belirtiler gösterdiği için ayırt edilebilmesi adına uzman değerlendirmesi büyük önem taşır.
Kısaca tanımlamak gerekirse; uyaran eksikliği, çocuğun çevresel uyaranlara karşı duyarsız kalması, iletişim becerilerinin zayıf olması ve tepkisiz davranması durumudur. Genellikle erken dönemde fark edilir ve özellikle 2 yaş civarında belirgin hâle gelebilir. Müdahale edilmediğinde çocuk büyüdükçe sosyal kaygı, içe kapanma ve öğrenme güçlükleri gibi sorunlara yol açabilir.
Sayfa İçerikleri
ToggleUyaran eksikliği, çocukların gelişim sürecinde duyu ve çevresel etkileşim eksikliğine bağlı olarak ortaya çıkan bir davranış bütünüdür. Dil gelişiminde gecikme, göz temasında azalma ve sosyal etkileşimden kaçınma gibi belirtilerle kendini gösterir. Otizmde görülen bazı davranışlara benzerlikleri olduğu için sıkça karıştırılır.
Bu durum temel olarak çocukların çevresel uyaranlara tepki vermemesi ile karakterizedir. Uyaranlar; ses, ışık, dokunsal temas, iletişim, oyun, sosyal etkileşim gibi çocuğun gün içinde karşılaştığı tüm uyarıları kapsar. Bu nedenle hangi uyaranda eksiklik olduğu her çocukta farklılık gösterebilir.
Uyaran eksikliği belirtileri her çocukta farklı düzeyde görülebilir. Bazı çocuklarda tek bir belirti ortaya çıkarken bazılarında birden fazla belirti aynı anda görülebilir. Ebeveynlerin bu belirtileri yakından takip etmesi oldukça önemlidir.
Yaygın görülen belirtiler şunlardır:
Yeni ortamlara adapte olmakta zorlanma
Göz temasından kaçınma veya sadece istediği zaman göz teması kurma
Sosyal etkileşim kurmakta isteksizlik
İletişim kurmada gecikme veya zorluk
Ekran bağımlılığı
Algılamada yavaşlık veya güçlük
Öfke kontrol problemleri
İnce ve kaba motor becerilerinde gerilik (işaret etme, çatal tutma, dengede durma vb.)
Yalnız kalmayı tercih etme
Konuşma bozuklukları ve kendini ifade etmede zorlanma
Kelime dağarcığının sınırlı olması
Öğrenme güçlüğü, bilgileri çabuk unutma
Utangaçlık ve içe kapanıklık
Bu belirtiler zamanında fark edilmezse problem ilerleyebilir ve çocuk büyüdükçe daha ciddi davranışsal sorunlara dönüşebilir.
Uyaran eksikliği çoğu zaman çevresel faktörlere bağlı olarak ortaya çıkar. Nadir de olsa kendiliğinden gelişebilir; ancak genellikle aşağıdaki durumlar etkili olur:
Çocukların sürekli televizyon, tablet veya telefon ekranına maruz kalması çevredeki gerçek uyaranları algılamasını engeller. Sosyal etkileşim azaldığı için uyaran eksikliğinin en yaygın nedenidir.
Çocuklarla yeterince konuşmamak, oyun oynamamak ve iletişim kurmamak uyaran eksikliğine yol açabilir. Oysa bebekler konuşamasalar bile duydukları her kelimeyi zihinsel olarak işler.
Çocuğun cezalandırılması, sevgiden geri bırakılması veya duygusal ihtiyaçlarının karşılanmaması duygusal uyarım bozukluğuna, dolayısıyla uyaran eksikliğine neden olabilir.
Çocuğun gelişim döneminde duygusal olarak desteklenmemesi, içine kapanmasına ve çevresel uyaranlara tepkisiz kalmasına yol açabilir.
Teşhis sürecinde ebeveynlerin gözlemleri çok önemlidir. Öncelikle çocukta davranışsal farklılıklar olup olmadığı takip edilir. Belirtiler fark edildiğinde çocuk mutlaka bir uzmana götürülmelidir.
Uzman hekimler şu değerlendirmeleri yapar:
Çocuğun sosyal etkileşim davranışları
Dil ve iletişim becerileri
Ses, dokunma ve çevresel uyaranlara verdiği tepkiler
Yaşa uygun testler ve psiko-sosyal değerlendirmeler
Bu değerlendirmeler sonucunda çocukta uyaran eksikliği olup olmadığı belirlenir ve uygun tedavi planı hazırlanır.
Uyaran eksikliği çoğu zaman DEHB ve otizm ile karıştırıldığı için doğru teşhis büyük önem taşır. Tedavi süreci çocuğun yaşına, belirtilerin şiddetine ve genel gelişim seviyesine göre belirlenir.
Çocukla daha fazla kaliteli zaman geçirmek
Ekran süresini minimum seviyeye indirmek
Eğitici oyunlar oynamak
Doğada ve sosyal ortamlarda vakit geçirmesini sağlamak
Motor becerilerini destekleyen aktiviteler yapmak
Ergoterapistler çocukların duyusal ihtiyaçlarını belirleyerek uygun terapi programı uygular. Dikkati artırma, motor becerileri geliştirme ve sosyal iletişimi güçlendirme açısından oldukça etkilidir.
Çocuk duygusal sebeplerle uyaran eksikliği yaşıyorsa uzman psikolog desteği tedavinin önemli bir parçasıdır.
Uyaran eksikliğine eşlik eden farklı psikiyatrik bir durum varsa hekim tarafından ilaç tedavisi önerilebilir. Ancak uyaran eksikliği tek başına çoğunlukla ilaç gerektirmez.



Sigortahaber.com, sigorta sektöründeki en güncel haberleri, analizleri ve gelişmeleri tarafsız bir bakış açısıyla sunan bağımsız bir haber platformudur. Sigorta profesyonellerine, acentelere ve sektöre ilgi duyan herkese doğru, hızlı ve güvenilir bilgi sağlamayı amaçlıyoruz. Sigortacılıktaki yenilikleri, mevzuat değişikliklerini ve sektör trendlerini yakından takip ederek, okuyucularımıza kapsamlı bir bilgi kaynağı sunuyoruz.
Yorum Yap