DOLAR 41,1651 0,28%
EURO 47,9368 0,48%
ALTIN 4.664,341,48
BITCOIN 45618441.7547%
İstanbul
29°

AÇIK

SABAHA KALAN SÜRE

Resim Yükle Sigorta Haber
Sigorta Haber Sigorta Haber
Resim Yükle
Resim Yükle
Tahkim öncesi Arabuluculuk Kanun Taslağına ilişkin değişiklik önerisi
  • Sigorta Haber
  • Sigorta
  • Tahkim öncesi Arabuluculuk Kanun Taslağına ilişkin değişiklik önerisi

Tahkim öncesi Arabuluculuk Kanun Taslağına ilişkin değişiklik önerisi

ABONE OL
Eylül 2, 2025 14:44
Tahkim öncesi Arabuluculuk Kanun Taslağına ilişkin değişiklik önerisi
0

BEĞENDİM

ABONE OL
sigorta haber
sigorta haber

Yargıtay Başkanımız Sayın Ömer  Kerkez 2025 adli yıl açılış konuşmasında yargılamaların uzun sürmesi ile ilgili bir anısını anlattı ve bu anı herkesi çok etkiledi.

Resim Yükle

“Bir gün doğumu sırasında iki gözünü de kaybeden bir bebeğin anne ve babasının açtığı tazminat davasının temyiz duruşması sırasında, duruşma salonuna 12 yaşında bir çocuk geldi ve o çocuğun gözleri görmüyordu. 

Yani o bebek büyümüş ve kendi duruşmasına gelmişti. O çocuğun görmeyen gözlerinin arkasında ne hissettiğini anlamak mesleğimizin en önemli hassasiyetlerinden biri olmalıdır.

O gün biz o çocuğun gözlerinin davasına bakıyorduk ama gözlerine bakamıyorduk. Adalet bir hakimin kalbinin en derininde hissettiği duygudur.”

Gerçi Sayın Başkanımızın bahsettiği davanın üzerinden uzun yıllar geçmiş ve bugünün mahkemelerinde davalar artık bu kadar uzun sürmüyor. Ancak ne yazık ki yargılama sürelerinin uzun sürmesi sorunu henüz tam olarak çözülmüş değildir. Davaların makul süre içinde sonuçlanması adil yargılanma hakkının en önemli unsurlarından biridir. Geç verilmiş bir mahkeme kararı davayı sona erdirmiş olsa bile adaleti gerçek anlamda tecelli ettirmiş sayılmaz. Adaletin en kötüsü geç tecelli edenidir. Sonunda karar doğru olsa da geciken adalet adalet değildir. Adalet hizmetinin geç işlemesi, hak sahiplerinin haklarına geç kavuşmasına sebep olduğu gibi toplumsal düzenin ve barışın bozulmasına da neden olmaktadır.

Resim Yükle

Türkiye’de son yıllarda özellikle dava şartı arabuluculuğun kapsamının genişletilmesi ile mahkemelerin iş yükünün belli ölçüde azalması sağlanmıştır. Ancak bu yeterli değildir. Yargının iş yükünün azalması için sadece arabuluculuk kapsamının genişletilmesi ile yetinilmemeli, yine arabuluculuk gibi bir alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemi olan tahkim uyuşmazlık çözüm yönteminin de daha etkin hale getirilmesi ve genişletilmesi gerekir. Ancak ne yazık ki, Türkiye’de Tahkim Uyuşmazlık Çözüm Metodu arabuluculuğa nazaran üvey evlat muamelesi görmektedir. Özellikle Adalet Bakanlığı’nın “Tahkim Öncesi Arabuluculuk Şartı” Taslağı kanunlaşırsa tahkimin etkinliği ve kapsamı iyice azalacaktır. Zira taslak tahkimim bir alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemi olma özelliği ile bağdaşmamaktadır. Bir alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemini başka bir alternatif uyuşmazlık çözüm yönteminin şartı olması şeklindeki bir uygulama dünyanın hiçbir ülkesinde mevcut değildir.

Kanaatimizce mahkemelerin iş yükünü azaltmak için arabuluculuk gibi Kurumsal Tahkim Merkezlerinin daha etkin hale getirilmesi ve genişletilmesi gerekir. Halen sigorta uyuşmazlıkları alanında kurulmuş olan Sigorta Tahkim Komisyonu, sigorta uyuşmazlıklarında yargı yükünü büyük ölçüde azalttığı gibi vatandaşların sigorta şirketlerinden olan alacağına daha az maliyetle ve daha kısa sürede kavuşmasını da sağlamaktadır. Sigorta Tahkim Komisyonu yılda yaklaşık 600 bin uyuşmazlığı mahkemelere gidilmeksizin çözmektedir. Strateji Belgesinde Sigorta Tahkim Komisyonu’na benzer yeni Kurumsal Tahkim Komisyonlarının kurularak Kurumsal Tahkimin yaygınlaştırılması gerektiği vurgulanmıştır. Örneğin Bankacılık sektöründe bankalar ile tüketiciler arasında çıkan uyuşmazlıklar yeni kurulacak Bankacılık Tahkim Komisyonu yoluyla çözülebilir. Ayrıca  işçiler ile işverenler arasında çıkan uyuşmazlıklar yeni kurulacak İş Tahkim Komisyonu ile çözülebilir. Yine halen uygulanan ancak işlevini yerine getirmeyen Tüketici Hakem Heyetleri kaldırılarak yerine Tüketici Tahkim Komisyonu kurulabilir. Böylece belli bir miktara kadar olan tüketici uyuşmazlıkları adliye mahkemelerine başvurulmadan kısa sürede uzman hakemler tarafından çözülecektir.

İlgili Haber  Türkiye Sigorta'nın 2025 Yılı Başlangıç Prim Üretim Sonuçları

Ayrıca mahkemelerin iş yükünün azaltmak ve davaların daha kısa süre içinde sonuçlanmasını sağlamak için kamuoyunda bir süredir tartışılan tahkim öncesi zorunlu arabuluculuk kanun taslağının revize edilmesini öneriyorum. Taslakla getirilmesi düşünülen “Tahkim Öncesi Arabuluculuk” uygulaması ile Sigorta Tahkim Komisyonuna başvuru yapılmadan önce arabulucuya başvurma zorunlu hale geliyor. Bu taslak kanunlaşırsa halen sadece dava açmak   için geçerli olan “dava şartı arabuluculuk”  tahkim başvurusu için de geçerli olacak. Ancak “dava şartı arabuluculuk” düzenlemesinin tahkimin iş yükünü değil mahkemelerin iş yükünü azaltmak ve hak sahiplerinin alacağına daha erken kavuşmasını sağlamak için getirildiği dikkate alındığında, bu  düzenlemeyi Sigorta Tahkimi için de geçerli kılmanın hiçbir haklı sebebi bulunmamaktadır. Zira Sigorta Tahkim Komisyonunda uyuşmazlıklar mahkemelere nazaran çok kısa süre içinde çözülmektedir. Sigorta davaları mahkemelerde yaklaşık 2 yıl sürerken, Sigorta Tahkim Komisyonunda ortalama 3 ayda karara bağlanmaktadır. İlk derece mahkeme kararlarının aksine Sigorta Tahkim Komisyonu kararları istinafa tabi değil ve 300 bin TL’nin altındaki uyuşmazlıklar hakkında verilen kararlar kesindir. Bu miktarın üstündeki uyuşmazlıklar hakkında verilen kararlar temyiz yoluna tabidir. Yani Sigorta Tahkim Komisyonunun mahkemelerin aksine iş yükü diye bir sorunu yoktur. 

Taslakla getirilmesi düşünülen tahkim öncesi arabuluculuk düzenlemesi dünya uygulamalarıyla da uyumlu değildir. Zira örnek alındığı iddia edilen  Med-Arb uyuşmazlık çözüm yöntemi, arabuluculuk ve tahkim şartını bir arada içeren, karma ve kademeli bir uyuşmazlık çözüm metodu olmakla birlikte bu yöntem tarafların bu konuda önceden bir sözleşme yapması ile uygulanmaktadır. Yani taraflar istemediği sürece onları bu metodu uygulamaya zorlayan bir yasal veya ikincil mevzuat bulunmamaktadır.  Taslakta öngörülen düzenleme ise Med-Arb uyuşmazlık çözüm yöntemi dünya uygulamalarından farklı olarak zorunlu  hale getiriliyor.

Resim Yükle

Konu ile ilgili yapılacak düzenlemenin aşağıdaki şekilde olmasını öneriyorum:  

İlgili Haber  Dr. Nedret Şerif Çakırsoy, Atlas Mutuel Sigorta’nın Yeni Yönetim Kurulu ve Denetim Komitesi Üyesi Oldu

Öncelikle yapılacak düzenleme Sigortacılık Kanunu’nda değil Arabuluculuk Kanunu’nda yer almalıdır. İlgili maddenin başlığı mevcut halinden farklı olarak “Tahkim Öncesi Arabuluculuk” değil “Arabuluculuk Sonrası Tahkim” olmalıdır. Yani davacılar doğrudan Tahkim yoluna başvurma özgürlüğüne sahip olmalı, ancak Tahkim yerine arabuluculuğa başvurulmuş ise anlaşamama halinde arabulucu tarafından uyuşmazlığın mahkemeler yerine tahkim yoluyla çözülmesi teşvik edilmelidir. Bu teşvik sadece Sigorta Tahkim Komisyonu için değil Türkiye’de faaliyet gösteren diğer Tahkim Merkezleri için de geçerli olmalıdır. Türkiye’de Sigorta Tahkim Komisyonu dışında bir çok tahkim merkezi bulunmaktadır. Bu kapsamda benim de genel kurul üyesi olduğum İstanbul Tahkim Merkezi (İSTAC), Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Tahkimi, Ticaret ve Sanayi Odaları’nın tahkim merkezleri ve Türkiye Barolar Birliği Tahkim Merkezi örnek olarak sayılabilir.  Ayrıca çok iyi işleyen ve Dünya Bankasının diğer ülkelere örnek gösterdiği Sigorta Tahkim Komisyonuna benzer başta bankacılık ve tüketici alanında olmak üzere yeni Tahkim Komisyonları da kurularak kurumsal tahkimin kapsamı ve etkinliği daha da artırılmalıdır. Bu şekilde uyuşmazlıkların büyük bir kısmı arabuluculukta çözüme kavuşacak, arabuluculukta anlaşma sağlanamayan uyuşmazlıkların bir kısmı da Kurumsal Tahkim Merkezlerinde çözülerek mahkemelerin iş yükü önemli ölçüde azalacaktır. Yanlış anlaşılmama adına vurgulamak istiyorum ki; arabuluculuktan sonra Mahkemeler yerine Tahkime başvurma zorunluluğunu değil,  sadece tahkim yoluna gidilmesinin  teşvik edilmesini savunuyorum.  

Önerdiğimiz bu değişiklik 4. Yargı Reformu Strateji Belgesi’nin hedeflerine de uygundur. Zira 4. Yargı Reformu Strateji Belgesinin amaçlarından biri de, yargının iş yükünün azaltılması ve vatandaşların haklarına daha kısa sürede kavuşmasıdır. Strateji  Belgesinde bu kapsamda arabuluculuk ve kurumsal tahkimin etkinliğinin artırılacağı ve yaygınlaştırılacağı aşağıdaki şekilde belirtilmiştir.

“Hedef 4.4 Arabuluculuk ve tahkim kurumunun etkinliği artırılacaktır.
e. Farklı alanlarda kurumsal tahkim uygulaması yaygınlaştırılacaktır. “

İlgili Haber  Brandverse Awards 2025'te Quick Sigorta'ya Altın Ödül

Yargı reformu strateji belgesinde yer alan hedeflerin kanunlaşması gerektiğinden ve Strateji Belgesinin hedeflerine aykırı düzenleme yapılamayacağından  Adalet Bakanlığının tahkim yargılamasının etkinliğini azaltan ve kapsamını daraltan mevcut taslağı yerine arabuluculuk ve tahkimin etkinliğini ve kapsamını artıran önerdiğimiz aşağıdaki taslak metninin kanunlaşmasının uygun olduğu kanaatindeyiz.

Önerdiğimiz Taslak Metin 

Arabuluculuk Kanunu’na 18/B maddesi eklenerek aşağıdaki şekilde düzenleme yapılmalıdır.

18/B  “Arabuluculuk Sonrası Tahkim”   

“Tahkim yoluna başvurmak için arabuluculuğa başvurmak zorunlu değildir.
Tarafların dava şartı arabuluculuk ve ihtiyari arabuluculuk görüşmeleri sonunda anlaşmaya varmaması halinde, anlaşamama son tutanağının düzenlenmesinden sonra, arabulucu, tarafları uyuşmazlıklarını dava yolu yerine tahkim yolu ile de çözme haklarının olduğu konusunda bilgilendirir; Türkiye’de faaliyet gösteren Tahkim Merkezlerinin tahkim esasları, süreci ve hukuki sonuçları, tahkim yoluyla uyuşmazlığın çözülmesinin sosyal, ekonomik ve psikolojik açıdan faydalarını hatırlatarak teşvik eder. Bu teşvik üzerine taraflar dava açmak yerine tahkim yoluna başvurmaları halinde ilgili tahkim merkezi tarafından arabulucuya, bilgilendirme ücreti ödenir.” 

Söz konusu önerimize benzer bir düzenleme aslında  2025 Yılı Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi’nin 9. Maddesinde yer almaktadır. Ancak tarifedeki düzenleme anlaşamama halinde arabulucuları tahkim uyuşmazlık yöntemi hakkında bilgilendirme zorunluluğu getirmemektedir. Arabulucu zorunlu olmamakla birlikte tarafları tahkim konusunda bilgilendirirse ve bu bilgilendirme sonucunda taraflar uyuşmazlıklarını mahkeme yerine tahkime götürmeyi kabul ederse tahkim merkezleri arabulucuya bilgilendirme ücreti ödemektedir.

Önerdiğimiz şekilde arabuluculara alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemi hakkında bilgilendirme zorunluluğu Kanunla getirilirse, anlaşamama halinde mahkemeler yerine tahkim yoluna başvuranların sayısı artacaktır. Kurumsal tahkim merkezleri daha etkin ve amacına uygun şekilde görev yaparak mahkemelerin iş yükü çok büyük ölçüde azaltacaktır.  Bu düzenlemenin hayata geçmesinden belli bir süre sonra da Türkiye’de sıkça dile getirilen “Geç Gelen Adalet Adalet Değildir” veciz söz tarihe karışacaktır.

Prof. Dr. Rauf Karasu 
Hacettepe Üni. Hukuk Fak. Ticaret Hukuku ABD Başkanı
Arabulucu – Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakemi

 

Kaynak: https://www.haber7.com/yazarlar/prof-dr-rauf-karasu/3559938-tahkim-oncesi-arabuluculuk-kanun-taslagina-iliskin-degisiklik-onerisi

Resim Yükle   Resim Yükle   Resim Yükle   Resim Yükle   Resim Yükle   Resim Yükle
Resim Yükle

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.

Resim Yükle
Resim Yükle
Resim Yükle

Sigorta Güncel  Sigorta Şikayet Güvence Haber Hasar Onarım Insurance News Ajans Sigorta Sigorta Kampanya Sigorta Ajansı Sigorta Sondakika Insurance News