2026’ya güçlü adım! Türk bankacılığı dijital dönüşüm, sürdürülebilirlik ve yenilikle yeni bir döneme giriyor.
Türkiye Bankalar Birliği Başkanı Alpaslan Çakar’ın moderatörlüğünde gerçekleşen “Bankacılığın Geleceği” oturumu, Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan, Akbank Genel Müdürü Kaan Gür, QNB Türkiye Genel Müdürü Ömür Tan ve Denizbank Genel Müdürü Recep Baştuğ’un katılımıyla düzenlendi. Panelde, sektördeki kredi yönetimi, TL mevduatın güç kazanması, yabancı yatırımcı ilgisinin artışı ve 2026 finansal öngörüleri ele alındı.
Çakar, küresel risklerin arttığı bu dönemde Orta Vadeli Programın (OVP) sürdürülebilir büyüme, mali disiplin ve fiyat istikrarı üzerine inşa edildiğini vurguladı. TCMB rezervlerinde yaşanan iyileşmenin finansal güveni güçlendirdiğini belirterek, bankacılık sektörünün bu süreçte reel ekonomiyi destekleyen bir yapı sergilediğini ifade etti.
Arslan, selektif kredi politikasının kararlılıkla sürdürüleceğini, TL’nin sistemdeki istikrarının korunmasının 2026 politikasının ana odağı olacağını söyledi. Kredi riskinin yönetilebilir düzeyde olduğunu vurgulayan Arslan, yüksek sermaye yapısı ve dijitalleşme sayesinde 2026’da reel sektöre daha güçlü destek verileceğini aktardı.
Gür, 2026’nın sektör için dengeli bir karlılık dönemi olacağını belirterek, enflasyonun düşüş eğilimi, faiz indirimleri ve banka sermaye yapısındaki güçlenmenin kalıcı büyümeyi destekleyeceğini ifade etti. Bankacılığın temel hedefinin enflasyonun üzerinde gerçek karlılık oluşturmak olduğunu vurguladı.
Tan, tahsili gecikmiş alacakların halen yönetilebilir düzeyde olduğunu, konkordato süreçlerinin sistemik risk oluşturmadığını belirtti. 2026’da faizlerin düşmesiyle birlikte verimlilik ve sermaye gücü birleşerek reel sektöre daha fazla kaynak aktarılacağını dile getirdi.
Baştuğ, Türk bankacılığının güçlü insan kaynağı ve regülasyon kalitesiyle uluslararası düzeyde üst sıralarda yer aldığını söyledi. 2027 itibarıyla enflasyon muhasebesinin kalkmasıyla yabancı yatırımcıların Türkiye’deki gerçek potansiyeli görebileceğini belirtti. Ayrıca, ölçekli ve uzun vadeli yatırımcıların Türkiye pazarından önemli fırsatlar elde edeceğini vurguladı.
Panelde öne çıkan ortak görüş, bankacılık sektörünün disiplinli politikalar, güçlü sermaye yapısı ve teknolojik dönüşümle 2026’ya emin adımlarla hazırlandığı yönündeydi. TL’nin sistemdeki gücü, kredi risklerinin yönetimi ve yabancı yatırımcı güveninin artışı, Türkiye finans sistemini daha sağlıklı bir büyüme evresine taşıyor.
Yorum Yap