“Daha Dirençli ve Güvenli Toplumlar Ortaya Çıkarmada Sigorta Sektörünün Rolü Çok Büyük”

Sigorta Haftası’nın on ikincisi bugün itibari ile kutlanmaya başlandı. 25 Eylül - 1 Ekim tarihleri arasında gerçekleştirilecek Sigorta Haftası'nın bu yılki teması ise, “Deprem ve Doğal Afetlere Hazırlıkta Sigorta Sektörünün Önemi”

Bahsi geçen hafta bünyesinde uluslarası sigorta zirveleri gibi önemli sektörel organizasyonlar gerçekleştirilmeye hazırlanırken, ulusal sigorta şirketlerinin üst düzey yöneticileri sigortanın önemi ve bu yılki tema hakkındaki görüşlerini iletmeye başladı.  

Gri Sigorta ve 25 ülkede hizmet veren çatı şirket Paragon Holding’in Yönetim Kurulu Bakanı iş insanı Kazım Gökçe de bu isimlerden oldu.

Sigorta sektörüne değişim getirmek ve ülkemizde henüz karşılanamayan sektörel ihtiyaçlara çözüm sunmak için Gri Sigorta’yı bünyelerine kattıklarını daha önceki ropörtajlarında belirten Gökçe, bu sene sigorta haftasının ayrı bir önem taşıdığını vurguladı.

Şubat ayında ülkemizde yaşanan deprem felaketlerine vurgu yapan Gökçe, konu hakkında şunları söyledi: “2023 senesinde çok büyük bir felaket yaşadık. Etkileri hala devam eden bu felaket sigorta sektörünün önemini aslında bize bir kez daha gösterdi.

Doğal felaketler gibi öngörülemez, büyük hasara ve mali kayba yol açan durumlarda sigorta; bireylerin, işletmelerin ve toplumların afet sonrasında toparlanmasına yardımcı olup önemli bir güvenlik ağı görevi görmekte.

Sigorta, afet meydana geldiğinde öncelikle finansal güvence sağlamakta. Evlerin yeniden inşa edilmesi, eşyaların değiştirilmesi ve tıbbi masrafların karşılanması ile ilgili mali maliyetler bildiğimiz gibi çok büyük rakamlar olabiliyor. Sigorta poliçeleri, bireylerin bu tür felaket olaylarından sonra iyileşmek ve hayatlarını yeniden inşa etmek için finansal araçlara sahip olmalarına yardımcı oluyor. Bu finansal istikrar, bir felaketin uzun vadeli etkisini en aza indirmek için son derece önemli.”

Sigorta sektörünün risk azaltma ve afete hazırlığı aktif olarak teşvik etmek açısından da büyük önem taşıdığının altını çizen Gökçe, “Sigorta şirketleri riskleri değerlendirmek ve azaltmak için poliçe sahipleriyle yakın iş birliği içinde çalışmakta. Binaların depreme karşı güçlendirilmesi, sel önleme tedbirlerinin uygulanması gibi daha güvenli uygulamaları teşvik etmekteler. Bu sayede sigorta sektörü sadece mali kayıplara karşı koruma sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda daha dirençli ve afete hazır toplumlar yaratılmasına da katkıda bulunuyor,” sözlerini sarfetti.

Sigorta primleri aracılığıyla kaynakların bir havuzda toplanıp mali yükün daha geniş bir yelpazeye dağıtılmasının sağlandığı belirten Gökçe, bu sayede herhangi bir tarafın afetin mali sonuçlarının tüm ağırlığını taşımasının önlendiğini ve riskin yeniden dağıtılması ile toplumların istikrarının sağlanarak öngörülemeyen afetlerle başa çıkmak için kolektif bir çabanın oluştuğunu belirtti.

Sigorta ödemelerinin afetlerden etkilenen bölgelere gerekli fonları aktardığını vurgulayan Gökçe, “Bu fonlar yerel işletmelerin yeniden inşa edilmesine, işlerin korunmasına ve ekonominin canlandırılmasına yardımcı olmakta. Bu yanıyla sigorta, afetlerin uzun vadeli ekonomik etkilerini hafifleten ve daha hızlı bir iyileşme sürecini kolaylaştıran ekonomik bir şok emici görevi gördüğünü söyleyebiliriz. Kısacası, sigortanın özellikle felaket zamanlarının atlatılmasında çok önemli bir rolünün olduğunu iyi kavramamız gerekmekte. Yeterli teminatların sağlanmasıyla, sigorta sektörü sayesinde fırtınayı daha iyi atlatabilir, daha dirençli ve güvenli toplumlar ortaya çıkabiliriz,” dedi.